Lilypie First Birthday tickers

Lilypie First Birthday tickers

1 Haziran 2016 Çarşamba

Uzaktaki yakınlarıma..

Çok güzel arkadaşlarım olmuş, çok iyi insanlar çıkarmış Allah karşıma.
Bin Şükür..
Bugün %90 ı yanımda değil. Çoğu dünyanın bir köşesinde, kalanı yurtta ama hep başka şehirlerde. Dibimde olup görüşemediklerim de var, dünya telaşı.. 
Yazıştıklarım var telefonda bile görüşemiyorum çoğuyla.
Ama beni çok güzel arkadaşlıklar olduğuna inandıran ortak bir fikir var.
Yaşamaya değecek dünya, görülecek güzel günler.. Bu bağın daha derini, hep geleceğine inandığımız güzel günleri görecek neslin de biz olmadığını bilmemiz belki.

Geçen geldi biri aniden.
Şuracıkta aslında ama 10 sene olmuş görüşmeyeli. Nasıl içim enerji doldu anlatamam. Dün görüşmüş te ayrılmışız sanki. Öyle samimi.. Yıllarca görmediğim yüzleri, duymadığım sesleri yadırgamıyorsam çok güzel anılar biriktirmeme sebep olmuş kendileri.. 

Aslında birbirinden bağımsız insanlar çoğu. Ortak bir çıkış noktaları yok. Yaşayış tarzları, inandıkları birbirinden çok farklı. Ama hayattan beklentileri bire bir. Ulaşmaya çalışma yöntemleri farklı ama yöntemlerinde hainlik-bencillik-çıkarcılık yok.

Ben yıllarca hiç fark etmemişim bazı şeyleri açık söyleyeyim. Bu benim acziyetim belki, belki de konuşmaya ihtiyaç duymamışız böyle konuları. Koyu sohbetlere dalmışlığımız çoktur ama kimliğimizi önemsememişiz. O bana insan, ben ona insan demişiz; gülmüşüz, ağlamışız.  Birinin alevi olduğunu yeni öğrendim mesela. Birinin alkol aldığını bilmiyordum.  Facebook ta arkadaş olmasak belki de hiç bilmeyecektim :) çok mu önemli? bana göre hiç değil.. Sonra biri var mesela. Hiç oturup konuşmasan radikal örgüt üyesi sanırsın. Ama biliyorum terörün her çeşidine karşı olduğunu ve karşı olmakla kalmayıp, çoğumuz oturduğumuz köşeden lanet okurken onun nasıl sesini yükselteceğini.. Bak biri daha var. Çok konuşkan biriydi. Kızdığım bir nokta vardı sadece. Bulunduğu ortamlarda sivrilmeyi severdi. O konuşulacak, ondan konuşulacak.. :) gençlik işte, sinir olduğum doğrudur. Ama bir o kadar da gözü karaymış. Bunu da o zamanlar görememişim. İnandıkları uğruna dünyanın neresi olursa olsun, gider, istediğini kırmadan dökmeden alır ve döner.
Yıllardır alışılan-aman ayıp, sonu kötü olur, bu iş sıkıntılı hiç rahatını bozma derim'ciler, fiiliyatsız akıl vericiler yeterince fazla değil mi etrafımızda? Etrafımız konuşup, tartışamadığımız ben bilirim'cilerle öyle dolu ki.. Hiçbir şey konuşamadığımız ama adına dost dediklerimiz var birde.. 

Neyse aslında bu bir teşekkür yazısı gerçek dostlarıma... 
İsim-kimlik belirtmeye gerek duymadığım, kısa cümleler arasında anlatmaya çalıştığım, ortak yaşadığımız duyguları hissederek  yüzlerindeki tebessümleri birbir gözümün önüne gelen güzel insanlara..  
Teşekkür ederim hayatıma kattığınız ve bazı değerlerini 30 yaş psikolojisiyle ancak anlayabildiğim duygular için, 
Teşekkür ederim yapmacıklıktan uzak -dobra- arkadaşlığınız için,
Teşekkür ederim insanlığınız için.. 

12 Ağustos 2015 Çarşamba

Nice 3.. lü yaşlara ♥

Bayılıyorum 3 yaş haline..



Her şeye itiraz edişlerine mesela. 
Her sabah daha gözlerini açarken 'Anne bugün bana ne hazırladın?' (giymek için) diye başlayan, kombinimi görünce her halükarda  'hayıy anne oymaz ben bunu giymek istemiyoyum' demene. Beğendiğin bir kıyafetse sırıta sırıta, beğenmediğin bir kıyafetse zırlaya zırlaya bu cümleyi kurmana. Bir gün okula giderken Hayrunnisa gibi olucam deyip süslü püslü etekler, kıyafetler giymek isterken, ertesi gün mor- turuncu arabalı kombin yapmana. 3 yaşında mı oldun sen diye yaklaşanlara 'hayıy bes yasindayim tabiki' deyip 5 yaşındaki çocukların neler yapabilceğini göstererek ispatlamaya çalışmalarına. Ama hello kitty'li 3 yaş mumunu sırıta sırıta üflemene. Başkalarının demesiyle kalıplara girmemene.

Kararlı olmana..
Alışverişteki mükemmel arkadaşlığında her gördüğün şeyi istemezken, gözüne kestirdiğin şeyde inatçı olmana. Onun yerine başka bir şeyi koyamayıp, başka şeylerle ikna olmamana. Bazen dozunu kaçırdığın oluyor tabi. :) Bu durumlarda annesi çok yüz veriyor diyorlar. Varsın desinler.. Anne müdahalesinin ne zaman geleceğini bildiğini kısık kısık gözlerime bakmalarından anlıyorum ben. Tamamen karşındakinin sana yapmaman gerektiği şeyi söyleme tarzına göre şekillenen inadına. Buda bazen bize dudak ısırtacak boyuta ulaşıyor ama sen devam et. 

Samimiyetine..
Sabahları benden önce uyanıp yanıma gelip beni öperek uyandırmana. Hiç bir çıkarın beklentin olmadan annem-babam diye durup dururken sarılmalarına. Akşamları üçümüz bir olunca içten sırnaşmalarına. İkimiz başbaşa kalınca arkadaş havasında gelişen sohbetlerine. Elini hava sallayarak 'Anne o öyle oymaz ki yaaaaaa' deyip bilmiş bilmiş attığın kahkalarına. Her gece sırf yanında olayım diye 'tipat okumadan uyuyamam ki' demelerine. Senin için doğum günü hazırlığı yaptığımızı görünce bütün akşam defalarca bir teyzene bir bana gelip gelip sarılıp teşekkür etmene. Balkonda yetiştirdiğimiz çilek ve domateslerle muhabbetine, her gelen göstermene, arada gidip onları öpmene :)

Öğrendiğin kelimeleri doğru yerde kullanmalarına..
Teyzenin sensiz tatile gittiğini öğrendiğinde 'Allahım nerde hata yaptım' diye yakınmana. Sabahın köründe balkondan dayı dayı diye seslenmene koşa koşa gelip sessiz olmanı söyleyince 'tamam anne sakin ol, panik yok' diye beni sakinleştirmene. Anne artık çok paramız var deyip kumbarandaki paraları gösterip artık işe gitme demene.

Sen bugün bize kök söktürdüğün gibi hep böyle kararlı ol, 
ne istediğini bil, 
inandığın şeyin arkasında dur, 
Hiçbir şeye kuru kuruya inanma, sorgula ve
maddi çıkarların uğruna inandıklarından vazgeçme,
Başka insanların senin inandığın şeyi anlayamıyor olması yanlış şeye inandığını göstermez.
Her kararında önce vicdanına danış,
Her zaman kendin ol, kendin gibi davran, 
Başkalarının fikirlerini kendi süzgecinden geçir, sen neyi alıp neyi atacağını bilirsin..
...
Nasihat değil söylediklerim yavrucuğum şikayet etme :)
Sadece seni sen yapacak bir kaç tavsiye.. 
Biz sen 3 iken de, 30 iken de 300.. olur mu olur?
heeep yanındayız..
iyi ki varsın, iyi bizim kızımızsın, 
iyi doğdun ♥

Sağlıkla, Sevgiyle, Duayla..
Annen ♥
















9 Haziran 2015 Salı

23 NİSAN...

Küçük kurbağa okullu oldu faaliyetlere katılıyor. (utanan maymun) :)
 İlk bayramımız çokça heyecan ve gurur verici geçti.
Fındık farem yerinde duramadı o gün heyecandan zıpladı zıpladı.
Podyumda sıra ona gelmiş heyecandan nasıl zıplıyor olduğu yerde. Ama çok güzel yürüdü be! :))
Tam izleyicilere doğru yürürken elini beline koyması vardı ki (her ne kadar tembihlenmiş bir edayla da olsa :))) Manken olacaklar bu gidişle bizim minikler :)) Kreş anılarımızı ayrı ayrı uzun uzun yazıyorum tabi ki ama son noktasını koyamadığım için yayınlayamadım. Çok güzel şeyler yaşadı kızım bu sene. Çok güzel deneyimleri, arkadaşları çok tatlı bir öğretmeni oldu. Öyle seviyor ki okulunu istisnasız hergün okuldan ayrılırken ağlamaklı bir havayla 'anne ben deha tidsi çot özyedim' diye daha kapıda ver yansın ediyor. Özlenmeyecek bir yerde değil hani. Mis gibi temiz ,dikkatli, özverili bir ekibi var Serap hanım ve Mehmet beyin. Çok tereddütlerle karar verdik kreş eğitimine. Her konuda olduğu gibi her kafadan bir ses çıktı, kafamız karıştı. Ama bugün iyi ki diyorum. Öğretmenimizin işini böylesine severek yapması içimi rahatlatan diğer ve en önemli konu. Bu işin profesyonellik istediği konusundan daha çok kişilerin ne kadar içinden gelerek, nasıl bir samimiyetle yaptığını görmeli insan diye düşünüyorum artık. Simge hanım hepimize tüm doğallıyla o duyguyu hissettirdi. Sonsuz teşekkürler ♥

Şimdi gelelim 23 Nisan coşkusuna..


Hep söylerim. Benim çocukluğumdan aklımda kalan en güzel anılarımın çoğu 23 nisanlar, 19 mayıslar, 29 ekimler ve bunlara hazırlık süreçleridir. Birlik beraberlik ruhunu pekiştirir, paylaşmayı, birlikte hareket etmeyi öğretir. Bana göre hiçbir zaman vakit kaybı olmadı. Hiç kimse içinde olduğunu düşünmüyorum. 
Okulumuz 'Deha Kids' te çocuklarımızla harika bir defile düzenlediler. 'Dünya çocukları'.. Neva'da bu defilede arkadaşı Aksel ile birlikte koreli oldular. Öyle eğlenmiş ki hala ben koreli kız oldum diye anlatıp duruyor aklına geldikçe, uzun bir süre görmediği birini görünce. Aksel'imiz duygusaldı o gün. Babasını görünce atladı podyumdan aşağı. :) Hepsi çok tatlıydı çok.. 
Deha Kids ekibine çooook teşekkürler, bize gururunu yaşattığı, çocuklarımıza da böyle güzel anılarla sahip çıktıkları için.

Nice 23 Nisan'lara..






15 Temmuz 2014 Salı

Gördün mü bak 2 oldum! :)

Hayatımızın en anlamlı, en dolu dolu, en aile olduğumuz 2 yılı.. 
Gözümüzün önünde kocaman bir kız, bir birey oluverişini izlemek öyle heyecan verici ki..
Kendi kendini ispat etme çabalarında olduğun şu dönem bambaşka heyecanlarla dolu. 
'Menn' (ben) demeyi öğrenmeni, kendini keşfetme çabalarını gururla seyrediyoruz. Bizim için sevimli, senin için büyük başarılarınla işte bizim kızımız diyoruz. Yükseklere yetişmek için hiç pes etmeyişin en yorgun zamanlarımızda ışık oluyor bize. Sonra o gözlerinin içindeki parıltı umutsuzluğa düşme lüksümüzün olmadığını hatırlatan deniz feneri gibi.. Sen bize verilecek en harika armağan en büyük mucizesin bebeğim. Şükürler olsun ♥

25. ayın içinde olduğun bu dönemde hareket kabiliyetine, yaramazlıklardaki kıvraklığına, tüm gün hiç oturmayışına, biz amaaan kızım diyene kadar birkaç iş bitirişlerine hayranlık-şaşkınlık duyuyoruz itiraf etmeliyim. Gözlerini kısarak 'anneem annem' deyişlerine aşık olduğumda doğrudur. Mii-çüü (minicik-küçücük) deyişine bir fun club kursak yeri var zaten. Kelimelerin tam çıkmasada en azından yarısını çıkarsan iyi olacak sanki bebeğim ne dersin? Çünkü kelime dağarcığının her geçen gün genişlemesiyle ilk harflerden ne demek istediğini anlamamız zorlaşıyor. Buna en çokta sen sinir oluyorsun :) 
-ANNNNEE!
 (sık yutkunarak nasıl anlatsam diye düşünmeye başlıyorsun :))
-Söyle bitanem
-HAA Dİİİ GOO
-nereye gidelim annecim?
-(yarı kızgın) AAA DİİİİL (hayır değil)
-oyunmu oynayalım annecim?
-(öfleyerek) AAAA DİİİİL
-ne istiyorsun annecim?
-(bir süre kollar bağlı düşündükten sonra) HAA Dİİİ NIMNIMNIM
-Havuç istiyorsuuuun :)
-EEET (evet)

Havuç getir yiyek diyormuşsun meğer.. Bunun gibi daha bir sürü..
Günlük hayatta anlamını bilmediğin kelime yok gibi. Ama aynı harfle başlayan tüm kelimeleri baş harfleriyle anlatınca biraz zorlanıyoruz karşılıklı. Ama pes etmeyip her ne kadar çok kızsanda mücadeleyi bırakmadan farklı tekniklerle anlatmaya çalışmana hayranım ♥

Kilon 11,5 (bence hareketine göre iyi babana göre zayıfsın) Boyun 87 cm. Koltuk tepesine çıkıp KOOO (kocaman) diye bağırmandan büyümeye pek meraklı olduğunu anlıyoruz ama bunun için çok acele edilecek bir dünyada yaşamıyoruz ne yazıkki bitanem. Çocukluğunun tadını çıkarman için elimden geleni fazlasıyla yapıcam :) İştah problemin yok. O yüzden kilonu dert etmiyorum. Ama biraz daha sakin, kalkmaya acele etmeden yemek yemeni çok çok delice isterdim. O günlerde gelecek :)

Adım adım gelişim setini seninle severek takip ediyoruz. Başlarken bu kadar ilgini çekeceğini tahmin etmemiştim. Ama ben en çok beraber kağıt kesip boyama yaparak değerlendirdiğimiz zamanları seviyorum. Sen ortaya bişeyler çıkana kadar gayet sabırsız oluyorsun tabiki. :) Bloga not düşmemiş olabilirm ama eklerim senin süslediğin saksıya beraber salatalık ekmiştik şimdi o salatalık kocaman oldu :) ama salata vermiyor, üzerinde bir sürü sarı çiçekleri var ama döküyor sıksık. Çok suladığımız için olabilirmiş salatalıık görünene kadar az sula dediler şimdi öyle deniyorum.

Teyzene olan aşkını çok kıskandığım yetmez gibi birde tüüü haaa aşkı çıktı başıma ;)
Şaka tabiki.. (TÜÜ:KÜBRA-- HAA:HASANEMİR) Bugün beni aradın anneannenin yardımıyla. TÜÜ, HAA DEYYYY diye bağrıyordun arkadan. Kübrayla Hasanemiri arattırmışsın anneannene. Can kızım benim..

2. yaş doğumgününü kutladık 21 haziranda. 28 haziran doğum günün ramazan ayının ilk gününe geliyordu çünkü. Yanımızda olmasını istediklerimizden bir kısmı katılamadı. Ama gelenlerle çok eğlendin :) Son zamanlardaki miki mouse aşkın temamızı çoktan kesinleştirmişti. Ama alışverişe gittiğimiz gün miki mouse elbisesini görüp deneyip üzerinde çıkarmayışın ve üstelik Heykel-Setbaşı arası kıvıra kıvıra yürüşünle bizi zorunlu olarak bu temaya itmiş oldun :)) Harika bi gündü..



Doğumgününden birkaç kareyi eklemeden olmaz :)

 Gülen yüzünden tebessüm hiç eksik olmasın bitanem.. En kötü günün böyle olsun


Kübra pozumuzu vermeden olmaz :)


Şımarık!


Kardeşlerin Canı, Kuzilerin Balı ♥♥


Veee günün sürpriz kahramanı...
Biricik Sena'm nede güzel sürpriz yaptı..
Neva biraz çekinsede biz çok sevdik ♥



Güzel Kızlarım ♥


Pasta için uzun yollar Handeden şaşmadık hiçte pişman olmadık :)




konseptimize uygun patates salatası süslememiz nasıl ama..
 Saadetçim pek ince fikirli pek beceriklidir :)

Seçilmiş kardeşim
herşey için sağol ♥
 
büyük neneler olmadan olmazdı


Hem bu dünyada hem ahirette yanımda görmek istediğim eş ♥
Kızının mutlu bir çocuk olması için çıırpınan fedakar baba ♥

Ömrüm hep sizinle mutluluk, huzur, sağlık içinde geçse daha ne isterim ki..

More photos instagram-- @nevasmom


10 Mayıs 2014 Cumartesi

Biraz endişe, Çokça Şükür..

4 ay olmuş yazmayalı..
Ne çok büyümüş takip ettiğim bebeler.. Kızımında ne kadar büyüdğünü blogları gezince bir kez daha farkettim..
Sağlıkla, güvenle, huzurla inşallah..

Hergünümüz aslında bloga uğrayıp zamana birşeyler not düşecek kadar değerli gelişimlerle dolu. Ama vefasızlık, üşengeçlik.. Yada her seferinde kendimizce geçerli mazeretler..

 Zehir gibi şimdikiler.. İsteyerek yada istemeyerek belki farkında bile olmadan yaptığımız her davranışın takipçisi, küçük kayıt cihazları. O yüzden olabildiğince hassas olmak gerekiyor bu konuda. Son yaşanan çocuk ölümleri.. nedenleri.. beni çok çok çok etkiledi her anne gibi, her insan gibi.. Aslında tehlikenin ne kadar yakın olabileceğini bilememe, tahmin edememe çok ürkütücü.. Ben bu konuyu içimde çoktan fazla büyüttüğüm dönemden geçtim, geçiyorum. Bu konuda yazımı okuyan annelerin fikirlerine çok ihtiyacım var aslında. Dengeli davranmak için hep tetikte olsamda içimde hep kuşku var.. Acaba bunu böyle dememeliydim.. şöyle dedim acaba böyle yorumlarmı.. En çok acabaya düştüğüm konu paylaşım.. Neyi kiminle nasıl nereye kadar paylaşacağını öğretmek.. Neva kavgacı, bağırıp çağıran, paylaşmayı sevmeyen, bazılarının saçmaca tabirine göre 'elindekini kaptırmayan' bir çocuk olmasını hiç ama hiç istemedim. Hangi anne isterki demeyin çocuğunun çocuğumun elinden oyuncağını kapıp sırıtarak kaçmasını zafer ilan eden anneler var.. Benim kızım her seferinde bunlara içi burkulsada aaa, paaa (arkadaş, paylaşmak) olarak tepki veriyor. Ürküyorum.. Benim kızım yarın böyle insanlarla aynı dünyada yaşayacak.. Bu psikolojiyle kendimce çizdiğim çizginin yanlış olduğunu sorgularken farklı yönlendirebilirim endişesi yaşıyorum. Neva henüz 23 aylık.. Ve bence paylaşımı öğrenmesi gereken yaşta.. Kavgayı değil.. Şimdi kavgayı öğrenirse paylaşmanın tadını bilebilirmi.. Ben duygusunun geliştiği bir dönemde kiminle neyi paylaşacağını bilemezse ileride neyin kavgasını yapacağını ayırabilirmi..
Yani, kimse kusura bakmasın benim kızım kavga etmeyecek.. Ama bu savaşmayacak anlamına gelmiyor..
 Uyumlu, söz dinlemesinin yanında ne istediğinin farkında olan bir çocuk benim kızım. Olmayacak bir şeyde NEDENLERİYLE anlattığınızda hiç itiraz etmiyor.. Bir kaç konu hariç.. Ama tutarlı olmak önemli..

Neva derdini çok güzel anlatıyor ama herşeyin ilk hecesiyle :) anlamazsanız göstererek ifade ediyor. Hareketler anlatıyor. Bu bizde bir iletişim eksikliğine neden olmadığı için çok kafa takmıyoruz. Bu konuda biraz tembel. Tam söylediği kelimelerde var. Mesela harika 'yoğurt' diyor bu aralar :) anne-baba-dede-tyotyo (trotro)..vs. ama genelde ilk hece po (portakal), daay (dayı), te (teyze), mey (merve), tü (kübra)... biz anlıyoruz biraz yanında kalanlarda hemen çözüyorlar..

Dans etmeyi çok seviyor :) kapı gıcırtısı yeterli derler ya o cinsten.. Kime çekti çözemedik.. Renklerin hepsini biliyor Favori rengi YESİLL :) Trafik ışıklarında hemen dikiliveriyor kırmızı yanınca arabayı kullanana duuyy diye bağırıyor yeşil yanıncada basıyor kahkayı yesiiilll diye bağırıyor. 10 a kadar tüm rakamları tanıyor bi-ki-üü-döö-bes-atı-yi-si-do-ommm
Uzmanlar çok uygun görmesede biraz biraz ingilizce denemeler yapıyoruz. Kafa karıştırmayacak kadar, şarkılarla.. Yemeğini kendi yiyebiliyor. Evdeysek kendi yemesine izin veriyorum. Kendi kendine oyun kuruyor. Kitapları çok seviyor.  Bulduğunu getirip bizden anlatmamızı istiyor. Kedilere bayılıyor hala. Hayvanları uzaktan seven bir anne olarak kızımın yakınlık kurmasından gocunmamaya çalışıyorum. Herşeyi yiyor zaten artık ona ayrı olarak pişirmiyorum. Çikolataya çok düşkün. Resmen çikolata krizine girdiğinde yerlere yatıp ağlıyor. Markette tırım tırım sürpriz yumurta arıyor süü süü diye. En çok zorlandığımız konulardan biri bu. İnat olmaması avantaj olabiliyor. Ama yinede neva yı sevenler sağolsunlar hiç üzmüyorlar :)

Doğum günü yaklaşıyor..  Çok hızlı büyüyor.. Ve biz o büyürken hiçbirşey kaçırmamak için çabalıyoruz mutlaka atladığımız eksik kaldığımız yanlış bildiğimiz öğrettiğimiz şeyler oluyordur. Dilerim ki kızımın karşısına hep bu eksikleri ona zarar vermeden tamamlayacak insanlar çıkarsın.. Allah hepimizin yavrusunu korusun..



2 Ocak 2014 Perşembe

Hoşgel 2014..

Güzel bir yılın ardından 2014 te istenecek ilk şey 2013 ün verdiği güzelliklerin bozulmaması aslında. Bunun dışında sağlık, huzur, mutluluk.. Tabi sevdiklerimizle.. Can kızımla, biricik hayat arkadaşımla, canım annem, babam, kardeşlerimle, samimi dostlarımla..
2013 beni olgunlaştırdı.
 Yaş sebebiyle mi, anneliğin verdiği bir şey mi bilmiyorum. 
Ama ben sevdim bu işi :)) Kararlarımı önce kafamda bitirmeye başladım. karar verdikten sonra illaki destek aramıyorum artık. Sağ olsun eşimin herşey de arkandayım lafı gücüme güç katıyor. Geniş ailem hep destek, tam destek.. Kendimi yıpratarak mücadelede etmiyorum. Baktım dediğim olmuyor mu illaki bir yolu çıkıyor. Öyle stres sıkıntı yapmıyorum. Olgunluk sakinliği getiriyormuş. Birinin silinmesi gerekiyorsa siliyorum. İçimde acımıyo açık söyleyeyim. Çünkü benim yapacak çok şeyim var bu hayatta. Yetiştirmem gereken dünyalar güzeli bir kızım, huzurlu bir ailem, gerçekleştirilmesi gereken binlerce hedef. Ve ömür kısa.. Zaman su.. Hiç kimseyle, gereksiz hiçbir işle harcayacak vaktim yok.. 
... 
2014 hepimize önce sağlık, mutluluk, huzur, beraberlik, bereketli iş, hedeflerimize ulaşmamız için enerji getirsin. Ve Allah bunları engellemek istemeyi aklından geçiren haset insanlardan, negatif insanlardan, boş insanlardan hepimizi korusun.
Kim birbiri için ne istiyorsa katlarcasını bulduğu bir yıl olsun inşallah :))

İyi yıllar♥ 

6 Ekim 2013 Pazar

15. Aya kadar Birikenler..


 3 ay olmuş blogtan uzakta..
kızım o kadar hızlı büyüyor ki tadını çıkarmalı her anın diyerek işten kalan diğer zamanlarımı onunla geçirmeye özen ve önem gösteriyorum. Bloğu geçtim ev işlerinden bile fazlaca uzaklaştım :) hijyeni sağlayacak kadar temizlik derleme toplama dışında evimede pek zaman ayıramıyorum. Şöyle uzun uzun dekorasyon oyunları yapasım var epeyce vakittir. Ama biraz daha ertelemeli.. Zira blogumun yani nevoşumun sessiz takipçilerimden artık yaz tepkileri aldım.


Maşallah kızımın gelişimi yerinde devam ediyor. 15. ayımız bitti. 
13. ayı bittiğinde ayaklandı şimdilerde yürümeyi geçti koşturuyor.  Söylediğimiz herşeyi anlıyor tepkiler süper ama söylediği kelimeler az. Anne, baba, pepe, gol, dede en çok kullandığı kelimeler bunun dışında tek tük duyuyoruz ağzından devamı yok :) bu kelimelerin dışında köpüş deyince hav hav hav, kara möcük deyince möööö, kuş deyince cikcikcik tepkileri gecikmeden geliyor arkasından. Bizim anlamadığımız ama kendince pek çok şey sıralıyor, istemediği birşeyi yapmasını söyleyene bir söyleniyorkiii.. :) Müzik duyduğunda kalkıp başlıyor el çırpıp oynamaya. Zıplaması var dillere destan :D1 dk cık otur be evlat dedirtiyor bazen.. Bütün gün evin içinde koşturup duruyor. Pepe izliyoruz. Hiç sevmediğim o çizgi film karakterini benim kız pek seviyor ne yazıkki.. Oturup dakikalarca izlemiyorda  tabi ama müziğini duysun deli gibi koşuyor tvnin yanına.  Ağzını, burnunu, dişlerini, kulaklarını, gözlerini, ellerini, ayaklarını sorunca hemen gösteriyor. Çorap giymeyi hiç sevmiyor napıcaz bilmiyorum. Külotlu çorap giydiriyorum çeke çeke uzatıyor.

Park delisi bizim kız diğerleri gibi. Kaydıraktan kaymaya bayılıyor. Salıncak aşığı. Ama en çok etrafında koşuşan abi ablalar mutlu ediyor onu. Yazı park açısından iyi değerlendirdik denebilir. Havalar soğumaya başladı bakalım ne yapıcaz. Canı sıkılınca çekilmez oluyor denebilir :) Oyuncaklarıyla güzel oynuyor ama tek başına olunca çabuk sıkılıyor. Akıllı telefonları çok iyi kullanıyor. Pou diye bir oyun var teyzesi tanıştırmış. O oyunu buluyor açıyor oyun oynuyor. Yine telefondan videoları açıyor kendi videolarını bulup açıp izliyor. Şimdikiler teknolojiye uygun yaratılıyor vallahi :)

Bize gelişim takibinde yardımcı olması için adım adım eğitim setine üye olduk. İlk set geldi. Umarım faydalı ve umduğum gibi yardımcı olur. İlk set nevanın azda olsa ilgisini çekti. Resimde görünen küplerle çok oynamadı çünkü biz üstüste dizme ve içinden geçirme oyunları zaten oynuyorduk. Ama kitaplar zaten neva için dikkat çekici. Birde tarifler var yanında bilindik tariflerde olsa elinizde kart olarak bulunması faydalı. Bu setle ilgili düşüncelerimi mutlaka yazacağım.


Nevoş hala emiyor. Hatta biraz müptela desem yalan olmaz. Her türlü ortamda memmee diye bağırıp yakama yapışıyor. 18 ay emzirme hedefimdi. Ondan sonra artık aşamalı olarak bıraktırmayı düşünüyorum. Artık herşeyden yiyor, bizim yediğimiz herşeyden veriyorum. Herşey derken hala çok az tuzlu/tuzsuz, şekersiz olarak ve elimden gelenin fazlasıyla organik beslemeye.. Köy tavuklarının yumurtasından, köyde yetişme hormonsuz, ilaçsız meyve sebzeden, ev yapımı yoğurt ve peynirden,..vs. En çok köy tavuğu bulmakta zorluk çekiyoruz. Bulamayıncada buralarda güvenilir-kuru yolum-helal kesim ve yetiştirilmesinden genel olarak emin olunan toros tavuk alıyoruz. Balık yedirme konusunda hala tereddütlerim var aşamıyorum nedense..
Yıkanmayı çok seviyor her banyo sonrası ağlamaktan kösülüp uyuya kalıyor. Suya bayılıyor. Leğeninde yıkamak artık mümkün değil her yer su oluyor ayak el çırpmasından.  Küçük bir su birikintisi bile görse hemen yanında bitip başlıyor şap şap yapmaya..Yazın hergün/gün aşırı yıkadık hanımı ama havalar soğuyunca 3 günde bir yaptık.

Kuzumun saçları uzadı artık her taraftan kuyruk olabiliyor. Küçük kurbağam benim.. Sevgisinide hoşnut olmadığınıda o kadar net ifade ediyor ki.. Durup duruken gelip öpmesi beni benden alıyor :) Bide o minicik kollarıyla boynuma sarılıp arkadan o minicik ellerini sırtıma vurması var ki.. Sabahları ondan önce uyanıyorum tabiki babası gittikten sonra alıyorum kuzumu yanıma oooohhhh mis sıcacık annem benim. Önce kıpır kıpır dönüyor sonra açıyor gözlerini. benim gözler kapalı tabi. başlıyor yanıma sokulmaya, ben mest :) sonra kalkıp oturuyor yatakta şöyle bir etrafı süzüyor sonra başlıyor öpmeye :)) gözlerimi açana kadar yapmadığı şebeklik kalmıyor :) dünyada hiçbirşeye değişilmeyecek duygulardan biri bebeğinizle uyanmak.. Şimdi o gün nasıl kötü geçer söyleyin bana.. 

Biz nevoşla şimdiye kadar yaşamadığımız ve o olmasaydı hiç yaşayamayacağımız kadar harika bir tatil geçirdik. Çok endişelerim vardı tatile giderken. Acaba hava değişimi nasıl etkiler, güneş dokunurmu, deniz suyu alerji yaparmı, yemek düzeni bozulurmu.. gibi. Ama can kızımda olumsuz birşey yaşamadık çok şükür. Aksine tatile çıkmadan önce elinin üzerinde ve yanaklarında kızarıklık vardı cilt kuruması gibi. Doktoru cildinin çok kuru olduğunu sürekli nemlendirmemiz gerektiğini söylemişti. Sürekli krem kullanmamıza rağmen geçmemişti. Endişelenmeye başlamıştım. Deniz tecrübesinden sonra hiçbirşeyi kalmadı. Ertesi gün kızarıklıklar kayboldu. İlk 2 gün denizi kıyıdan seyretti bolca kumla oynadı kucağımızda biraz denize girince korktu istemedi. Ama 3. günden sonra biz tutamadık keratayı. Elimizi bırakıp denize doğru koşturmalar, suyun içinde özgür kalma isteği.. 
Tek üzücü birşey vardı ki can kızımın kaşı yatak başlığının kıyısına kafasını vurmasıyla çizilip kanadı. İnanılmaz korktum ama çok şükür ki önemli birşey olmadı. Nazar çıkardık.. :) 

Sonra birgün sevgi teyzemizin şirinmi şirin bağ evine gittik. Nasıl dinlendirici bir yer.. Bknz..


Evlat; soyun devamı düşüncesiyle sınırlandırılamayacak kadar başka bir tecrübe. İnsanın hiçbir mecliste, kitapta, söyleşide, vaazda, sohbette, vaatte, alışverişte, ticarette, yediği kazıkla, yaptığı iyilikle, karşılığında gördüğü tavırla, aşk acısıyla, hasretle, hüzünle, yaşadığı gururla/utançla.. hiçbir duygu/tepki/görmüş geçirmişlikle anlayabileceği birşey değil. O ayna.. Ona baktığınızda sizi size herşeyiyle gösteren bir ayna.. Bir çoçuk kolay yetişmiyor diyorlar ya bir boyutuyla öyle olabilir kişilik olarak bakarsak hayır efendim bir çocuk çok kolay yetişiyor. Sizin birşey vermenize gerek kalmıyor, siz neyseniz etrafı neyse onu alıyor. Böyle olunca insan bakmayı becerebilirse kim olduğunu görüyor çocuğunda.. Olumlu yada olumsuz.. İşte bu yüzden evlat bir soydan daha derin anlamlar taşıyor.. kanısındayım..

Sevgiyle sıcak kalın..
zira kış geldi :) ♥

10 Ağustos 2013 Cumartesi

Bayram o Bayram ola..

Bereketli, huzurlu, içten, samimi, sıcacık 11 ayın sultanı Ramazan yerine Bayramı'nı bırakmasa giderken buruk yürekler kalmazmıydı ardında? Böylesine güzel bir ayın ardında Bayram olmasının hikmeti budur diye düşünüyorum.. Bizde bu bayramı yine  Bayram gibi kutlamaya gayret ettik. Tatile gitmek yerine büyüklerimizi ziyaret etmeye gayret ettik. Tatile gidenleri eleştiriyor değilim yanlış anlaşılmasın. Ama böyle gördüğümüzden olsa gerek eğer birgün Bayramda tatil planı yapmak zorunda kalırsam çok buruk geçer herhalde. Neva kızı yorduk birazcık hasta bile ettik sıcakta hatta dışarıda gezmelere iyicede alıştırdık ama bayramın tadını alsın istedik. Pişman değiliz :) hiçbirzaman bizim çocukluğumuzdaki gibi samimi bayramları yaşayamayacak olmaları çok üzücü.. Mesela elleri kınadan buruş buruş olup acımayacak muhtemelen, bayramlıklarıyla uyumayacaklar, kalabalık Bayram sabahı kahvaltıları yapamayacaklar, belki biriktirecek ve her lirasında tekrar tekrar sayacak harçlıkları bile olmayacak. Bayram sevinci tatil sevinci olacak yüksek ihtimal... Üzücü çok üzücü.. Bu sebepten canım kızım dibine kadar yaşatmak istiyorum sana bayramları ki ileride Bayram tadında.. tabirini duyduğunda neyin kastedildiğini bilesin.. 

Biz bu bayramda;
1.Gün: uyandık anneannede aldık soluğu. Soluk derken Neva hanımcım pek uykucu oldu uyanması 10 u bulduğundan gitmemizde 11i buldu. Büyükbabanneye, büyükanneanneye, amcalara, dayılara gezdik ve çoook yorulduk saat 3 gibi uyku molası verdik ve akşam büyükbabannede geleneksel akraba yemeğimizi yedik. Şimdi sayıyorumda toplam 36 kişiymişiz. Bir çekirge sürüsü misali :) yedik içtik doyduk kalktık hesabı büyükbabanne,Mustafa amca, hüsniye yenge verdi :) hediyeler verildi, hasret giderildi, muhabbetler edildi ve evimize döndük. Hemencik uyuduk. 

2.Gün:
Nevoş hanımın istekleri doğrultusunda kalktık kahvaltımızı yapıp hazırlanıp önce mudanya sonra sadağının yolunu tuttuk. Ordakilerlede bayramlaşıp akşam evimize döndük. Nevoş hanım köyü pek sevdi çünkü nereye baksa ordan bir çeşit hayvan çıktı. Kediler, köpekler, atlar, eşekler, tavuklar.. Arayıpta bulamadıklarımız :) nerdeyse tüm gün peşlerindeydi. Yolculuk uzun sürdüğü için huzursuzdu Neva kız annenin burnundan geldide denebilir. Pek uyuyamadı gündüz gecede çok huzursuzdu sık sık uyanıp ağladı durdu. Nazar oldu herhalde. 


3.Gün:
Saat 3 e kadar ortalığı toparlayıp eksik kalan ziyaretlerimizi tamamladık. Ve akşamı evimizde geçirdik. Şimdilerde minik kızım ve kocişkom mışıl mışıl uykudalar.. 3 gün yorucu geçti hepimiz için. Bayramlarımız sevdiklerimizle birlikte hep Bayram tadında geçsin varsın yorulalım.. 



Neva kızın gelişimini uzun süredir yazamamışım. Kısa süre sonra döneceğim  blogcanlar.. 

Sevgiyle kalın..

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Doğum Günü Partimiz

Ciğerparemizin doğum günüsünü kutladık. Nasıl mutluydu birtanem. Onun için toplanıldığının farkındaydı sanki. Şımarık şımarık hareketler, gülücükler.. :) 
Yanımızda olan herkese teşekkürler tekrar..


Nevaya doğum günü partisi planlarına kimseye yük olmasını istemediğimizden hediye kabul etmeyeceğimizi, hediye vermek isteyenlerin 5 tl ile Neva için fidan alabileceklerini belirtmek amacıyla davetiye fikriyle başladık. Aslında bu konuda çekincelerim vardı yanlış anlaşılırmı diye ama davetlilerimiz zaten yakınlarımız aileden insanlar olduğu için bu fikrimizi açıklarken çokta düşünmedim. Tabi buna uymayanlar olmadı mı oldu..Doğum gününde kızımın tam 30 adet fidanı oldu. Bağışı Tema ya yaptık. Bol bol oksijen olsun yeşillik olsun park olsun :) kızıma.. 
Organizasyonumuzdan birkaç kare..
 










Hazırlıklarda Sümeyra arkadaşımın emeği büyük. Kendileri organizasyon şirketi kurdular. Kendisine her türlü organizasyonla ilgili buradan ulaşabilirsiniz. Harika pastamız Handecimden.. Samimi söylüyorum yediğim en güzel şeker hamurlu pastalardan biriydi. Handenin sayesinde renklerinden ziyade tadıda nefis olan makaronlar yedim. Onlarada ayrıca teşekkür ederim.


Canım Çekirdek Ailem

                                                                   Dedesi ve Neva

                                                              Biricik Teyzesi ve Neva





                                                                  Kübra ve Neva
Berencik ve fingirdek Nevoş

Dilerim kızımın önünde iki günü bir olmayan, sevdikleriyle birlikte, etrafında hep olumlu insanlar olamasa bile  fesat, içten pazarlıklı, ikiyüzlü insanların olmadığı bolluk, bereket, huzur, mutluluk dolu yıllar olsun, masumluğunu hiç kaybetmesin, Rabbim ona hep hayırlısını sunsun, O da her işte hayır görebilirsin, sahip olduğu şeylerin fiyatından çok değerini bilsin, kişilere göre değil fikirlerine göre yaşasın, sorgulasın, nerde susması gerektiğini ve nerde baş kaldırması gerektiğini iyi bilsin, hayatı algılasın öyle yaşasın, bıkkınlık ondan hep uzak olsun, en yorulduğu gecenin sabahında yeniden tüm enerjisiyle sahalara inebilsin, tıpkı şimdiki gibi enerjisi bitmek tükenmek bilmesin ve yüzündeki gülücük hiç solmasın.  
                                                                                    İyi'kim
                                                                                      Hayatın boyunca hiç keşkelerin olmasın.. ♥