Bin Şükür..
Bugün %90 ı yanımda değil. Çoğu dünyanın bir köşesinde, kalanı yurtta ama hep başka şehirlerde. Dibimde olup görüşemediklerim de var, dünya telaşı..
Yazıştıklarım var telefonda bile görüşemiyorum çoğuyla.
Ama beni çok güzel arkadaşlıklar olduğuna inandıran ortak bir fikir var.
Yaşamaya değecek dünya, görülecek güzel günler.. Bu bağın daha derini, hep geleceğine inandığımız güzel günleri görecek neslin de biz olmadığını bilmemiz belki.
Geçen geldi biri aniden.
Şuracıkta aslında ama 10 sene olmuş görüşmeyeli. Nasıl içim enerji doldu anlatamam. Dün görüşmüş te ayrılmışız sanki. Öyle samimi.. Yıllarca görmediğim yüzleri, duymadığım sesleri yadırgamıyorsam çok güzel anılar biriktirmeme sebep olmuş kendileri..
Aslında birbirinden bağımsız insanlar çoğu. Ortak bir çıkış noktaları yok. Yaşayış tarzları, inandıkları birbirinden çok farklı. Ama hayattan beklentileri bire bir. Ulaşmaya çalışma yöntemleri farklı ama yöntemlerinde hainlik-bencillik-çıkarcılık yok.
Ben yıllarca hiç fark etmemişim bazı şeyleri açık söyleyeyim. Bu benim acziyetim belki, belki de konuşmaya ihtiyaç duymamışız böyle konuları. Koyu sohbetlere dalmışlığımız çoktur ama kimliğimizi önemsememişiz. O bana insan, ben ona insan demişiz; gülmüşüz, ağlamışız. Birinin alevi olduğunu yeni öğrendim mesela. Birinin alkol aldığını bilmiyordum. Facebook ta arkadaş olmasak belki de hiç bilmeyecektim :) çok mu önemli? bana göre hiç değil.. Sonra biri var mesela. Hiç oturup konuşmasan radikal örgüt üyesi sanırsın. Ama biliyorum terörün her çeşidine karşı olduğunu ve karşı olmakla kalmayıp, çoğumuz oturduğumuz köşeden lanet okurken onun nasıl sesini yükselteceğini.. Bak biri daha var. Çok konuşkan biriydi. Kızdığım bir nokta vardı sadece. Bulunduğu ortamlarda sivrilmeyi severdi. O konuşulacak, ondan konuşulacak.. :) gençlik işte, sinir olduğum doğrudur. Ama bir o kadar da gözü karaymış. Bunu da o zamanlar görememişim. İnandıkları uğruna dünyanın neresi olursa olsun, gider, istediğini kırmadan dökmeden alır ve döner.
Yıllardır alışılan-aman ayıp, sonu kötü olur, bu iş sıkıntılı hiç rahatını bozma derim'ciler, fiiliyatsız akıl vericiler yeterince fazla değil mi etrafımızda? Etrafımız konuşup, tartışamadığımız ben bilirim'cilerle öyle dolu ki.. Hiçbir şey konuşamadığımız ama adına dost dediklerimiz var birde..
Neyse aslında bu bir teşekkür yazısı gerçek dostlarıma...
İsim-kimlik belirtmeye gerek duymadığım, kısa cümleler arasında anlatmaya çalıştığım, ortak yaşadığımız duyguları hissederek yüzlerindeki tebessümleri birbir gözümün önüne gelen güzel insanlara..
Teşekkür ederim hayatıma kattığınız ve bazı değerlerini 30 yaş psikolojisiyle ancak anlayabildiğim duygular için,
Teşekkür ederim yapmacıklıktan uzak -dobra- arkadaşlığınız için,
Teşekkür ederim insanlığınız için..